8 Nisan 2013 Pazartesi

Layne Gideli 11 Sene Olmuş…


Sene 2002 ben o zamanlar lisedeyim; asi, metalci ergen takıldığım dönemlerim. Hayatım sadece müzikten oluşuyor; sabah akşam MTV, VH1 izliyorum. Ordan buradan 90’lı yılların Blue Jean dergilerini topluyorum, biriktirdiğim üç kuruş parayı sevdiğim grupların kasetlerine ve yabancı müzik dergilerine harcıyorum. Hayatım boyunca ölümüne fanı olduğum tek grup Metallica’nın kendileri ile can ciğer olması vesilesiyle Alice in Chains ile tanışıyorum.

Önce MTV Unplugged albümlerini alıyorum. Oldum olası çok sevmişimdir MTV’nin Unplugged zımbırtısını. O kadar çok seviyorum ki Layne’nin sesini duymadan bi’ gün geçiremez oluyorum. Sonra üç bacaklı köpek kapaklı Alice in Chains albümünü alıyorum, sonra Facelift derken odamın boş kalan duvarları Alice in Chains posterleriyle doluyor.

O dönemde etrafımda Alice in Chains’in varlığından haberdar bi’ ben, bi’ Elvan olduğu için kendimi Alice in Chains’in ülke sınırları içerisindeki tek fanı zannediyorum. Sonraları internetin evimize girmesiyle beraber benimle aynı müzik zevkini paylaşan insanlar olduğunu fark edip bir aydınlanma yaşıyorum ama o zamanlar Alice in Chains’i  bi’ tek ben seviyorum, çok seviyorum!

11 sene önce 5 Nisan’da ailemle beraber arabayla halamlara giderken radyodan duyuyorum Layne’in ölüm haberini. Çok net hatırlıyorum: “90’lara damgasını vuran grunge akımının önde gelen gruplarından Alice in Chains’in vokali Layne Staley evinde ölü bulundu.” diyor. Duyduğum anda bembeyaz kesilip ağlamaya başlamamla annemin şaşkınlıkla yüzüme bakması bir oluyor. Halama gittiğimizde oturma odasındaki koltuğa uzanıp sessiz sessiz ağlıyorum, eve dönerken ağlamamı tutmaya çalışıp odama girer girmez koyveriyorum, Elvan’ı arayıp böyle bi’ şey nasıl olur diye sızlanıyorum…

Layne ölmeden birkaç gün önce yine mezarlık yolundan geçerek okuldan kaçıp Akmar’da eski dergilere bakıyoruz. Param yetmediği için alamadığım yabancı bir derginin içinden gizlice Alice in Chains ile ilgili haberin olduğu sayfayı yırtıyorum. Bir hafta sonra Layne gidiyor, ben o haber fotoğrafındaki mavi saçlı Layne’i okul sırama çiziyorum ve o mavi saçlı melek Layne ben mezun olana kadar sıramın en özel köşesinde duruyor.

Şimdi bakıyorum; gidişinin arkasından en çok üzüldüğüm o tanımadığım insanın ölümünün üzerinden 11 sene geçmiş. Şu an I Stay Away dinliyorum ve yaşasaydı 2010’da gittiğim Alice in Chains konseri benim için öyle buruk olmayacaktı, yaşasaydı kim bilir ne harika şarkılara imza atacaktı diye düşünüyorum. 11 sene geçmesine rağmen halen her sesini duyduğumda kalbim bi’ garip oluyor.

Aslında bu konuda bir şey yazmayacaktım, sessiz sedasız 5 Nisan’ı geçirmiştim ama bugün yedek ipod kulaklığımı ararken dolaptaki Alice in Chains kasetleriyle göz göze gelince dayanamadım… Bu da öyle Layne’e özlem duyduğum, buruk, nostalji kokan bir yazı oldu işte…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder