Uzunca bir aradan sonra “yazmasaydım ölürdüm” dediğim bir
konuyla geri dönüş yaptım sana sevgili bloğum! “Bu kadar zamandır neden hiç
yazmadın vicdansız zalım?!” diyorsun ama
ben hayat denilen o dikenli o yolda bir o yana bir bu yana savrulur,
sabah 9- akşam 6 mesai yapıp bir de oradan oraya röportaj peşinde koşarken gözlerimle
yaş, kalbimde sızıyla hep seni düşündüm. Yazacak çok şeyim vardı ama yorgunluktan
akşamları 11’de uykum geliyordu, ayrılık bizim için kaçınılmazdı. :D
İşte bu dönemde hayatımı çekilir kılan üç beş şeyden biri
olan k-dramalar hakkında bir şeyler yazmazsam başıma bir şey gelecekmiş gibi
hissettim. O yüzden “Ay şu güzeldi, şu içimi kıydı, bu bilmem neydi” demeden
k-drama klişelerine bodozlama dalayım dedim.
Ben de bu camianın eskilerinden değilim ama hatırı sayılır
sayıda drama izledim diyebilirim. Allah seni inandırsın insan işsizken vakit
bolluğundan TV’de “Su Gibi” bile izleyebiliyor. Hatta ben bir keresinde işsizlikten
anneannemle birlikte Arka Sokaklar’ı bile izlemiştim ki hala daha o günü
unutmaya çalışırım. Neyse işte böyle bir dönemde ben de animelere biraz ara
verdim ve kendimi k-drama’nın kollarında buldum.
Şimdi yazacağım şeyler gerçektir. Bilen zaten bilir,
bilmeyen de izleyip kendi görebilir. :D
Esas Kız - Esas Oğlan
İlişkisi: “Zıt Kutuplar Birbirini Çeker” Lafına İnanmak
K-drama denilen kavramın değişmez birinci kuralı; konu
değişir ama karakterler değişmez. Esas oğlan illa ki zengindir, illa ki
sevmediği zengin bir kızla nişanlıdır ve illa ki soğuk bi’ tiptir. Götü kalkık,
yakışıklı ve bir o kadar kaslıdır. O kaslar daha ilk bölümden bir duş sahnesi
ile izleyiciye gösterilir. Alternatif versiyonunda ise esas oğlan yine
zengindir, unutamadığı eski bir kız arkadaşı ya da uzun süredir platonik
takıldığı bir kız vardır. Bu versiyondaki esas oğlan beceriksiz ve bir halta
yaramaz bir tiptir. Abujisi ya da halmonisi sürekli “ senden bi’ cacık olmaz
acık adam ol da şu şirketin başına geç, bilmem ne şirketinin başkanının kızıyla
evlen!” diye zırvalar durur. Esas kız mutlaka çirkindir ve o zamana kadar hiç
erkek arkadaşı olmamıştır. Ölümcül andavaldır, fakirdir ve ayı gibi yemek yer.
Hiç kimse anlam veremez ama o elin zengin piçi gider kimsenin yüzüne bakmadığı o
kıza aşık olur. İşte o an çirkin şansı devreye girer. Tesadüfler yağmur olur
yağar. Bunları bir araya getirmek için akla mantığa sığmayacak olaylar olur.
Ben, sabahları aynı saate aynı yoldan işe gittiğim arkadaşımla bile otobüste karşılamazken
k-dramalar über tesadüfleriyle çılgın atar. Bekliyorum ben bir tanesinde zengin
çocuğun parası dönüp dolaşıp fakir kızın cüzdanına gelecek ve tanışacaklar
diye. Yapacaklar bunu inanıyorum.
Esas Kız - Esas Oğlan
Yakınlaşması: O Islak Bez O Alna Konacak!
Elbette ki elemanlarımızın birbirine aşık olması için belli
aşamalar vardır. Önce mutlaka birbirlerinden nefret edeceklerdir, kavga
kaçınılmazdır. İlla sürekli aynı ortamda bulunmalarını gerektiren bir şeyler
olur. İlk önce taraflardan biri diğerine bir konuda yardım eder ve hafiften
yakınlaşma başlar. Akabinde taraflardan biri yağmurda kalır hemen yatak döşek
hasta olur. Tepesine iki damla su yedi diye anında bilinci kapanır, ateşler
içinde yatar zavallıcık. Diğeri de bütün gece elinde leğenle başında bekler. Alnına
ıslak havlu koyar, hastanın sabaha bir boku kalmaz. Alna konan ıslak müthiş bir
tedavi yönetimidir. Çünkü elemanımız havluya sevgisini katar. Bir diğer
yakınlaşma da yemek yerken yaşanır. Nefes almadan öküz gibi yemek yiyen esas
kızın dudağının kenarında yemek kalır. Esas oğlanımız midesi kalkmadan yemek
artığını eliyle kızın dudağından siler. Sonra da o elini yıkamaz, pis pis
etrafa dokunur. Yakınlaşmanın başka bir boyutu da paçoz kızın iki makyaj yapıp,
saçına fön çektirip, elbise giyerek sanki dünyanın en güzel yaratığına
dönüşmesi ile gerçekleşir. Oğlanımız tren görmüş gibi bakakalır, o an ki
heyecanla etrafta bir şeyleri devirebilir falan fişman…Unutmadan kız sarhoş olur erkek onu sırtında taşır. Değişmez bak asla! Bu sahnenin olmadığı bir k-drama k-drama değildir. Bir de kızımız uyuduğunu zannettiği esas oğlanın kirpiklerine dokunur. En can alıcı sahnelerden biridir, gereklidir.
Esas Kız - Esas Oğlan
Ayrılığı: Yılan Kadın ve Erkek Kardeş Sorunsalı
Taze aşıklar daha aşklarını doyasıya yaşayamadan bunları ayıracak
birileri mutlaka çıkar. Bu genelde esas oğlanın uzun süredir ortalarda
görülmeyen eski sevgilisinin ortaya çıkması ya da esas kıza aşık başka bir
erkeğin aşkını itiraf etmesi ile gerçekleşir. Aynı kıza aşık iki kardeşin
hikayesi çok popülerdir. Öyle ki artık bundan gına gelmiştir. Kardeş kontenjanı
doluysa kuzen, kuzen yoksa yakın bir arkadaş bu boşluğu doldurur. Ama
kesinlikle esas oğlana yakın bir erkek daha kıza aşık olacaktır! Ama tabii ki
onların büyük aşkını kimse bozamayacaktır.He bak bu önemli; esas elemanlardan
birinin ya da sadece esas elemanların bildiği bir sır vardır. Hiç şaşmaz bu sır
9. bölümde falan ortaya çıkar. Eğer dizi 24 bölümse bu 13.-14. bölüme tekabül
eder. Bu sır da aşıklarımızın arasına nifak tohumu ekebilir, kısa süreli ayrılığa
sebep olabilir. Ama onların meselesine karışmaya gerek yoktur. 2 bölüm sonra
onlar barışır biz kötü oluruz, bırakın ne halleri varsa görsünlerdir:D
Esas Kız - Esas Oğlan
Kavuşması: Final Tırtlığı
Su yolunu bulur çiftimiz bir şekilde yeniden bir araya
gelir. Final bellidir çoğunlukla mutlu son görürüz. Çiftimiz evlenip bir
yastıkta kocar. En çetrefilli, gizemli, mevzulu dramanın bile finali şaşırtmaz.
Zaten en baştan son tahmin edilebilir. Bu yüzden de finale mal mal bakarız. Ama
yine de bitince insanın içini bir hüzün kaplar. Artık bu k-dramaların içine ne
katıyorlarsa devasa klişelere rağmen bünyede müthiş bağımlılık yapar.
İşte ben de kendime şunu soruyorum bazı bazı: Arkadaş bu
sürekli kendini tekrar eden, klişe manyağı zımbırtıları niye bu kadar seviyorum
ben?!
Cevabı bulamayınca da açıp iki bölüm daha drama izliyorum,
iyi geliyor. ^^
Blogun varmış ya senin karşim^^' Neyse ki varlığını hatırlamışsın. Kdrama klişeleriyle ilgili yazıları her daim severek ve hararetle kafa sallayarak okuyorum.
YanıtlaSilSanırım yıllarımı verdiğim kdrama sektöründen son iki yıldır uzaklaşmamın nedeni de aha bu klişeler oluyor. Bir süre idare ediyonuz ama bir noktadan sonra -özellikle benim gibi çabuk sıkılanlar için- çekilmez hale geliyor.
Yine de klişeleri yıkan kdramalar olmuyor değil. Que Sera Sera bence farklı ve izlenesi yapımlardan misal, yani aslında bu klişeleri barındırmıyor denemez ama yine de farklı bir yola sapıyor pek çok açıdan. Aha da izlemediysen tavsiye etmiş olayım^^
Bu klişelerden tiksinti gelse de izlemeden duramıyor insan işte bünye alışınca demek... :D
YanıtlaSilQue Sera Sere deyince şundan başka bi' şey gelmedi aklıma retjklerjtkej
http://www.youtube.com/watch?v=zCqaF9tjBlU