Geçen akşam bir manga uyarlaması olan Helter Skelter’ı
izledim. Mangasını okumadığım için live action’ı hakkında şöyle böyle diye
konuşamayacağım ama vasat bir filmdi diyebilirim. Neyse zaten konumuzda Helter
Skelter değil Yosuke Kubozuka!
Helter Skelter ne kadar tırt olursa olsun, Joseph Gordon
Levitt ve Heath Ledger karışımından oluşan Yosuke Kubozuka’yı keşfetmemek elde
değildi. Kimmiş bu derken öğrendim ki kendisi ödüllü mödüllü yetenekli bir
oyuncu, reggae'ye gönül vermiş bir müzisyen, 17 yaşında gibi dursa da çoluklu
çocuklu bir adammış. Bir de 2004 yılında 9. kattan aşağıya düşüp hayatta
kalması gibi bir mucizesi de mevcutmuş. Neyse bak böyle anlatırken birden
aklıma geldi konumuz Yosuke de değil, Go idi.
Yosuke’nin İlyada Destanı misali uzayıp giden
filmografisinden daha önce bir tane bile filmini izlememiş olmam da haliyle içimdeki
araştırmacıyı ortaya çıkardı. Baktım ki bol ödüllü bir film duruyor orada,
hemen usulca yanaştım. Ne de güzel yapmışım ki uzun zamandır izlediğim en iyi
Japon filmini izlemiş oldum.
Sugihara, “ Bu benim aşk hikâyem” diyerek anlatıyor hikâyesini
ama siz ona inanmayın. Aşk dışında çok farklı, çok derin mevzular dönüyor
filmde. Babası Kuzey Koreli bir boksör, annesi ise Japon olan Sugihara ki bir
diğer adı Lee Jong Ho, Japonya’da doğmuş büyümüş bir Kuzey Koreli’dir. Japonya’da
bir Kore okuluna gitmektedir. Daha sonra ise Kore okulunda hâkim olan
ideolojiye karşı çıkar ve Japon okuluna transfer olur. Böylece biz de Sugihara’nın
dünyasına girerek, hikâyesine tanıklık ederiz.
Öncelikle belirteyim; ben Go’yu inanılmaz sevdim. Film; ırkçılık,
vatanseverlik, ayrımcılık gibi konuları tam kıvamında tutturmuş, üzerine tatlı
niyetine aşk serpiştirmiş, başarılı oyuncular ve oyunculuklarla güzel bir sunum
eşliğinde servise hazır etmiş. Türü dram olarak geçse de pek çok sahneyi
eğlenerek izlediğimi söyleyebilirim. Özellikle Sugihara ve babası arasında
geçen her diyalogda, her dövüş sahnesinde şen kahkahalar attım. Senaryosu,
oyuncuları bir yana ben filmin en çok anlatım dilini sevdim. Tamam, Japonya ile
Kore arasındaki nefret tokat gibi çarpıveriyor insanın yüzüne ama temelde yatan
ırkçılık mevzusunun damardan verilen bir dramla değil de, bir ergenin gözünden
zaman zaman eğlenceli şekilde anlatılması pek hoşuma gitti. Yosuke de bu filmle
aldığı ödülleri dibine kadar hak etmiş, hiç lafım yok! Filmi izlerken de sürekli
olarak “Yalnız var ya bunlar, Yosuke - Joseph Gordon Levitt - Heath Ledger
birleşseler Voltran’ı oluştururlar arkadaş bu nasıl benzerlik?!” diye düşünüp
durdum :D Cidden benziyorlar inanmazsan bak Google orada, ona sor! :D
Diyeceğim o ki; “Ne zamandır güzel bir film izlemiyoruz be!”
diye sızlananlar varsa, Go’yu es geçmesinler. Tabii benim gibi bu filmi izlemek
için 12 sene geç kalanlar varsa… :D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder