3 Temmuz 2010 Cumartesi

Obey Your Master, Master!

Sonisphere üzerinden bir hafta geçti. Ama aklım halen  pazar akşamı gerçekleşen Metallica konserinde. Neden mi?

Yıl 1998, Metallica İstanbul'a 2. kez geliyor. O zamanlar 12 yaşımdayım ve kuzenim sayesinde Metallica sever haldeyim. Konsere gidebilmek için kendimi parçalıyorum. Tabii biricik ailem "Nereye gidiyorsun? Sen daha civcivsin!" diyerek tüm heyecanıma limon sıkıyor.

Derken Metallica sevdam biraz diniyor. Ne zaman liseli ergen oluyorum, bendeki Metallica aşkı yeniden depreşiyor. Aşk ki ne aşk! Bütün hayatım müzik haline geliyor. Hurdacılardan eski Blue Jean'ler toplamak, bütün harçlığı Metallica albümlerine yatırıp günlerce aç kalmak, konser görüntülerinden, video kliplerine kadar Metallica hakkında herşeyi hatim indirmek...
Kelimenin tam anlamıyla die hard bir Metallica fanı olduğumu söylesem yetecek sanırım. "My biggest celebrity crush" James Hetfield ise apayrı bir başlık konusu. James'in saçını kestirdiği tarihten geçirdiği kazalara kadar bilmediğim, takip etmediğim haltı yoktu. O zamanlar tek istediğim ise delicesine fanı olduğum grubu bir kez olsun canlı izleyebilmekti. Sonra yıllar geçti, ben büyüdüm. Ergen dönemimdeki o fanatik tavırları geride bıraksam da içimdeki Metallica sevdası daim kaldı.

Yıl 2008, Metallica İstanbul'a 3. kez geliyor. Artık yetişkin bir insan olmanın guruyla konser planları yapıp, dört bir yana "Gidiyoruz değil mi?" şeklinde onay bekleyen sorular yöneltiyorum. Sağolsun arkadaşlar da "Tabii gidiyoruz kızım kaçar mı Metallica!" gibisinden laflarla yegane arzumu körüklüyor. Gel gelelim ki konser zamanı yaklaştıkça yaprak dökümü de başlıyor. "Yaa param yok benim!","Yaa o tarihte  İstanbul'da olmayacağım." yok ıvır, yok zıvır... Derken bir başıma kalıyorum ve konsere gidemiyorum.


Ve yıl 2010, Metallica İstanbul'a 4. kez geliyor. Bu sefer biletim üç ay öncesinden hazır! Konsere gidiyorum! Saat 21.00 oluyor ve kalbim göğüs kafesimin dışında atmaya başlıyor. The Ecstasy of Gold'un ilk notaları duymamla dizlerim titriyor. Sonunda Metallica sahneye geliyor ve Creeping Death'le başlıyor coşturmaya.

Yıllardır hayalini kurduğum olay gerçekleşti. Yaşadığım mutluluğu kesinlikle tarif edemem. O mutluluk sırasında Fade to Black başlayınca doğal olarak gözlerim de doldu. Asıl tüylerimi diken diken eden şey ise tüm şarkıları bir stad dolusu insanla hep bir ağızdan söylemek oldu. İnanılmaz bir duyguydu. Hala, "Master, Master!" diye inleyen İnönü gözümün önünden gitmiyor. Şahsen Türkiye'ye gelen başka hiç bir grubun böyle bir güce sahip olabileceğini zannetmiyorum. Bu kesinlikle Metallica'ya özel bir durum. Zaten bu yüzden efsaneler.


Aramızda 548795 km falan olsa bile James'i kanlı canlı görmek mükemmel bir histi. O, sahne büyüklüğündeki dev ekranı koyanı alnından öpmek istiyorum. Sayesinde James'i, dişinin arasındaki ekmek kırıntısına kadar görebildik.^^ Bu arada zaten karizması, yakışıklılığı ve enerjisi ile beni benden alan James en az 10 yaş gençleşmişti. Konser boyunca izleyicilerle konuştu, bizi ve İstanbul'u övdü de övdü. Bir ara penaları dişlerine takarak vampir oldu, Death Magnetic avrupa turnesinin  son konserinin İstanbul konseri olduğundan bahsederken ağlar gibi yaparak stadı güldürdü. Yalnız biz değil Metallica üyeleri de halinden oldukça memnun görünüyordu. Konser bittikten sonra bir türlü sahneden ayrılamadılar. Avuç avuç pena dağıttılar. Ben o sırada penalardan kapamadığım için kıskançlıktan ölüyordum. Giderken en kısa zamanda geri gelecekleri sözünü verdiler. Dört kez gelen beşinciye de gelir düşüncesiyle sözlerini tutacaklarına canı gönülden inanıyorum. ^^


Yani diyeceğim o ki, Metallica konseri benim için rüya gibiydi. Neredeyse çocukluğumdan beri sevdiğim, beraber büyüdüğüm grubu canlı izleme şansını yakaladım. Odamda bağıra çağıra, kendimden geçerek söylediğim şarkıları koca bir kitleyle beraber söyledim. 24 yıllık hayatımın en unutulmaz 2 buçuk saatini geçirdim. Daha ne isterim ki? Elbette, bir daha gelmelerini ve yeniden bizleri coşturmalarını isterim! Hatta iki üç ayda bir gelseler arayı fazla açmasalar isterim. ^^

4 yorum:

  1. Heeeeyyyyyt beee yazını okudum full throotle yaptım gene... Konser bitti beni işe gönderdi şirketim falan filan ama saolasın bu yazı beni kendime getirdi...

    Bence Rammstein da muhteşemdi... Özellikle sahne şovları mükemmeldi... Ama tabi Metallica daki o nasıl desem sinerjimidir o herkesin aynı şeyi hissetmesi bambaşka bi duygu....

    Ben 2008 deki konsere de gittim ali sami yen de... Sadece bir konu kafama takılıyo... Adam burada yaptığı espirileri milisaniyesi milisaniyesine orada da yapmıştı... Playlist yeni albüm haricinde hemen hemen aynı... Yani izlerken resmen ex atmış gibi oluyorum ama sonra da düşünüyorum biraz fazla mı profesyoneller???

    Amaaaaann erden bakarsan bak muhteşemdi :)))

    YanıtlaSil
  2. Evet kesinlikle muhteşem ötesiydi!
    Bir türlü etkisinden çıkamıyorum,konser videolarını izleyip izleyip gaza geliyorum =p
    Rammstein konusunda da %100 katılıyorum.
    İzlemelere doyamadım!
    Hep gelseler de hep izlesek!!!

    YanıtlaSil
  3. :) Tekrar geliceklerine dair söz verdi metallica zaten...:)

    Bir de bu kadar baba grubun bir arada olduğu bi organizsayonun satılan biletler açısından gayet başarı yakaladıını düşünüyorum.

    Aslında bu kısmı hiç umrumda değil ama daha sonra tekrar gelmeleri ya da daha önce gelmeyen başka "baba" gruplar için referans olur diye umuyorum. :) umarım fazla bişey istemiyorumdur :)

    YanıtlaSil
  4. Yok yok çok güzel şeyler istiyorsun ^^
    Destekliyorum =p

    YanıtlaSil