Reply 1997’yi (Evet, bin dokuz yüz doksan yedi okuyorum,
kim uğraşacak şimdi nineteen bilmem ne bilmem ne diye, biliyorum sen de öyle
okuyorsun hiç oradan artizlik yapma!) severek, beğenerek, bağır çağır gülerek
izledikten sonra ikinci sezon Reply 1994’te beklentim tavana çıkmıştı elbet.
Özellikle “90’lar gibisi yok yea! 90’larda çocuk olmak acayipti arkadaş! Ama
biz 90’larda… hede hödö” diye 90’lı yılları böğrüne basan bi’ tip olduğum için
yine olmaktan korktuğum yerde, kdramada buldum kendimi.
Bu hafta azıcık biriksin de öyle başlarım dediğim Reply 1994’e
siftah yapayım derken 7 bölümü bi’ pinçikte izledim bitti. Çok eğlendim arkadaş!
94 yılında Güney Kore’de ne olmuş ne bitmiş bilmiyoruz, bahsi geçen ünlü
isimler, yaşanan önemli olaylar bize “çok da fifi” geliyor; bu yüzden
yıpranmaya gerek yok, izlerken camış gibi gülüyor musun? Gülüyorsun!
Dramanın konusu farklı gibi dursa da karakterler ve
olayların geliştiği yön açısından hemen hemen Reply 1997 ile aynı. Yine altı kişilik arkadaş grubu, iki erkek arasında kalan esas kızımız, esas adamlardan
birine aşık gay oğlan, diğer arkadaşlar arasında pörtleyen aşk, 2013
sahnelerinde esas kızımızın hangi erkekle evlendiğinin soru işareti olması falan
fişman… Konu hakkında bi’ fikri
olmayanlar, “Ama nasıl da merak ettik acaba ayrıntılı öğrensek neymiş ki?”
diyenler buradan aktarmayla Google’a geçiyorlar.
olaylar gelişti. (Bundan sonra yazacaklarım fengörllük çerçevesinde ilerleyecektir, bilginize.)
Lakabı “Çöp” olan esas oğlanımız 4. bölüm itibariyle kalbime
bizonların tepişmesine sebep oldu. Bütün pisliği, osuruklu şakları, andavallığı,
aynştayn zekası, düşünceli halleri, karın kasları, koca adamı 5 yaşındaki
çocuğa dönüştüren gülümsemesiyle ideal erkeği gördüm ben hanım! Klasik kusursuz,
parfüm kokan kdrama erkeğinden bi’ uzay yolu farklı olmasına rağmen benim gözümde
1 numaralı kdrama namcası oldu, takip listesine ekledim salağı. (Salak ama kalpli
salak, sevgi sözcüğü olarak salak ❤)
Sonuç olarak yine keşke hiç bitmese dediğim ama 13 bölüm
sonra bitecek bi’ kdrama buldum kendime. Hep daha da kdrama izlemem diyorum;
yine gidip güzelli, komikli bi’ tane yapıyorsunuz Güney Kore eğlence sektörü
insanları! Çok hovardasınız yine!
NOT: Na Jung “Oppa yaa!” dedikçe gözlük kabıyla ağzına
ağzına çakasım geliyor! Bi’ sus be kızım be, bi’ git o saçları tara be!